İçeriğe geç

ITÜ jeofizik okunur mu ?

ITÜ Jeofizik Okunur Mu? Toplumsal Yapılar ve Bireylerin Etkileşimi Üzerinden Bir Sosyolojik İnceleme

Toplumsal Yapıların ve Bireylerin Etkileşimini Anlamaya Çalışan Bir Araştırmacının Girişi

Toplumları anlamaya çalışırken, bazen en derin sorular basit bir şekilde şekillenir: Bir birey neden belirli bir mesleği seçer? Toplumsal yapılar, kültürel normlar ve cinsiyet rolleri, bir kişinin kariyer yolculuğuna nasıl yön verir? Bu soruları sormaya başladığımda, karşıma çıkan ilginç bir örnek, İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeofizik Bölümü’nün tercih edilme oranları ve buna dair toplumsal bakış açıları oldu. Jeofizik, teknik ve fiziksel açıdan karmaşık bir alan olmasının ötesinde, bir toplumsal yapının ve kültürel pratiklerin yansıması olarak da incelenebilir.

Bunu anlamaya çalışırken, toplumsal normların, cinsiyet rollerinin ve kültürel pratiklerin bir bireyin meslek seçimindeki etkisini daha iyi kavrayabilmek için bu soruları derinlemesine sorgulamak gerekmektedir. Peki, ITÜ Jeofizik okumak, bu toplumsal yapıların bir yansıması mıdır? Toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler bu tercihi nasıl şekillendiriyor?

Toplumsal Normlar ve Eğitim Seçimleri

Eğitim, sadece bireysel bir seçim değildir; aynı zamanda toplumsal bir yapının parçasıdır. Toplumların tarihsel süreçlerinde, meslekler ve eğitim alanları belirli toplumsal normlara göre şekillenmiştir. İTÜ gibi prestijli teknik üniversiteler, mühendislik ve fen bilimleri gibi alanlara odaklanırken, bu alanlar genellikle erkeğe ait alanlar olarak algılanır. Bu durum, toplumsal normların ve değerlerin bir sonucudur.

Jeofizik, doğası gereği teknik bir alan olmasının yanı sıra, yer kabuğunun yapısını, sismik aktiviteleri ve yer altı kaynaklarını araştıran bir bilim dalıdır. Bu, teorik ve pratik yönleriyle erkeklerin geleneksel olarak güçlü olduğu, “yapısal işlevler” olarak adlandırılabilecek alanlara yakın bir alandır. Bu da demektir ki, ITÜ Jeofizik Bölümü gibi programlara olan ilgi çoğunlukla erkek öğrenciler tarafından yoğunlaşır.

Buna karşılık, toplumsal normlar sadece meslek seçimlerini değil, aynı zamanda toplumun neyi “doğal” ve “uygun” olarak kabul ettiğini de etkiler. Geleneksel bakış açılarına göre, kadınların duygu odaklı ve ilişkisel bağlar kurabilen bir iş gücüne yönlendirilmesi, erkeklerin ise teknik ve yapısal işlevlere odaklanması beklenir. Jeofizik gibi fiziksel ve teknik bir alanda erkeklerin çoğunlukta olması, toplumsal normların bir yansımasıdır.

Cinsiyet Rolleri ve Meslek Seçimi

Toplumsal cinsiyet rolleri, eğitim alanlarında oldukça belirleyici bir rol oynar. Erkeklerin “rasyonel”, “analitik” ve “teknik” becerilere yatkın, kadınların ise “iletişim” ve “duygusal” alanlarda yetkin olarak görülmesi, meslek seçimlerinde ciddi ayrımlar yaratır. Özellikle mühendislik ve fen bilimleri gibi alanlarda, toplumsal olarak erkekler bu alanlarda daha fazla temsil edilirken, kadınlar genellikle sosyal bilimler veya sağlık gibi daha “ilişkisel” alanlarda yoğunlaşmaktadır.

İTÜ Jeofizik gibi alanlarda da, kadın öğrencilerin sayısının daha düşük olması, bu cinsiyet temelli ayrımların etkisini gösterir. Ancak son yıllarda, özellikle STEM (bilim, teknoloji, mühendislik ve matematik) alanlarında kadınların daha fazla yer aldığı gözlemlenmektedir. Bu değişim, toplumsal normların yavaşça kırıldığının ve daha fazla kadının teknik alanlarda kariyer yapma cesareti bulduğunun bir göstergesidir.

Yine de, erkeklerin jeofizik gibi teknik alanlara olan ilgisi, sadece toplumsal normlarla sınırlı değildir. Bu alanlar, aynı zamanda fiziksel ve matematiksel güç gerektiren işlevler sunduğundan, erkeklerin bu tür alanlarda kendilerini daha fazla ifade edebildikleri düşünülmektedir. Ancak, bu düşünce, toplumsal yapıların yalnızca bir sonucu olarak ortaya çıkar ve her birey, toplumsal normlara karşı bağımsız bir karar verebilir.

Kültürel Pratikler ve Değişim

Kültürel pratikler, toplumların belirli bir meslek veya alanla nasıl ilişki kurduğunun temelini atar. Türkiye gibi geleneksel cinsiyet rollerinin hâlâ önemli bir yer tuttuğu toplumlarda, meslek seçimleri genellikle aile yapıları ve toplumsal beklentilerle şekillenir. Jeofizik gibi alanlar, fiziksel bilimler olarak algılanıp erkeklerin doğasında bulunan özelliklerle ilişkilendirilirken, kadınların kültürel pratikleri genellikle toplumsal ilişkiler ve insanlar arası bağlar üzerinde yoğunlaşır.

Ancak, kültürel değişim süreçleri, bu geleneksel bakış açılarını dönüştürmeye başlamıştır. Kadınların bilim ve teknoloji alanlarında daha fazla yer edinmesi, hem toplumsal normları hem de kültürel pratikleri değiştirmektedir. Bu dönüşüm, özellikle genç kadınların STEM alanlarında daha fazla yer almasını teşvik eden projelerle hız kazanmıştır. İTÜ Jeofizik gibi teknik bölümlere olan ilginin artması, cinsiyet normlarının kırılmaya başladığının ve toplumsal yapının evrimleştiğinin bir işaretidir.

Sonuç: Sosyolojik Bir Perspektiften Bakıldığında ITÜ Jeofizik

Toplumsal normlar, cinsiyet rolleri ve kültürel pratikler, bir bireyin meslek seçiminde önemli bir etkiye sahiptir. ITÜ Jeofizik gibi teknik bir alan, tarihsel olarak erkeklerin yoğunlukla tercih ettiği bir bölüm olarak öne çıkmışken, toplumsal yapılar ve normlar, bu eğilimleri şekillendiren en büyük faktörlerden biridir. Ancak, değişen toplumsal yapılar ve kültürel pratikler sayesinde, kadınların bu tür teknik alanlarda daha fazla yer alması, toplumsal cinsiyet eşitliğine doğru bir adım atılmasına olanak sağlamaktadır.

Bu yazıda ele alınanlar, toplumsal yapıların ve bireylerin etkileşimini anlamaya yönelik bir araştırmanın sonucu olarak karşımıza çıkmaktadır. Peki, sizce toplumsal normlar ve kültürel pratikler, bir bireyin meslek seçimini nasıl etkiliyor? Toplumsal cinsiyet rollerinin etkisi altında kaldığımızı düşünüyor musunuz? Fikirlerinizi tartışmaya açmak, bu değişim sürecinin nereye evrileceğini hep birlikte görmek açısından önemli olacaktır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

şişli escort
Sitemap
vdcasinogir.netsplash